Aydın´daki Elgit Hukuk Bürosu´nun web sitesinde merak edilen sorular yanıtlanıyor. 2 (iki) Aylık Evli Kişi Boşanma Davası Açabilir Mi? yanıtını inceleyin. Evlilik, tarafların karşılıklı güven, sadakat, saygı ve sevgi üzerine kurdukları resmi bir birlikteliktir. Ancak her evlilik, istenildiği gibi sorunsuz ilerlemeyebilir. Bazı durumlarda taraflar, daha evliliğin çok kısa bir döneminde ciddi anlaşmazlıklar yaşayabilir. Bu noktada özellikle yeni evlenen çiftler arasında en çok merak edilen sorulardan biri, “2 aylık evli kişi boşanma davası açabilir mi?” sorusudur.
Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik, resmi nikâh ile başlar ve kanunda öngörülen boşanma sebeplerinden birinin varlığı halinde taraflardan herhangi biri boşanma davası açabilir. Burada evliliğin süresinin kısa ya da uzun olması, tek başına boşanma davası açmaya engel değildir. Yani kişi, ister 2 ay ister 20 yıl evli olsun, eğer boşanmayı gerektirecek bir sebep mevcutsa dava açabilir.
Örneğin; evliliğin ilk aylarında taraflardan birinin şiddet uygulaması, sadakatsizlik göstermesi, hakaret etmesi veya güveni sarsıcı davranışlarda bulunması, boşanma davası için yeterli sebep sayılabilir. Bu tür durumlarda eşlerden biri mağduriyet yaşamadan haklarını aramak için dava açma hakkına sahiptir.
Dolayısıyla, “boşanma davası için belirli bir süre evli olma şartı var mı?” sorusunun cevabı “hayır”dır. Ancak istisna olarak, anlaşmalı boşanma davası için en az 1 yıl evli olma şartı bulunmaktadır. Eğer taraflar 2 aylık evliyse anlaşmalı boşanma yoluyla değil, çekişmeli boşanma davası yoluyla süreci başlatabilir.
Kısacası, 2 aylık evli bir kişi boşanma davası açabilir fakat anlaşmalı boşanma değil, yalnızca çekişmeli boşanma yoluyla hakkını kullanabilir.
Boşanma hukukunda sıkça karşılaşılan konulardan biri de “3 yıl bekleme kuralı” olarak bilinir. Bu düzenleme, özellikle anlaşmalı boşanmanın mümkün olmadığı veya çekişmeli boşanma davalarının reddedildiği durumlarda gündeme gelir.
Türk Medeni Kanunu’na göre; eğer açılan boşanma davası reddedilmişse ve taraflar bu karara rağmen birlikte yaşamaya devam etmemişse, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıl boyunca ortak hayat yeniden kurulmamışsa, bu süre sonunda taraflardan herhangi biri tekrar boşanma davası açabilir.
Bu düzenleme, aslında evliliğin fiilen sona erdiğini ancak hukuken sürdüğünü gösteren bir durumdur. Mahkeme, “artık bu evliliğin sürdürülemeyeceği” kanaatine vararak boşanmaya hükmeder.
Burada dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:
3 yıl bekleme şartı, yalnızca reddedilmiş boşanma davaları için geçerlidir. Yani taraflar hiç boşanma davası açmamışsa bu kural söz konusu olmaz.
Bu süreçte tarafların fiilen ayrı yaşaması, yani ortak yaşamı devam ettirmemesi gerekir. Eğer aynı evde yaşamaya devam ediyorlarsa, mahkeme bu şartın gerçekleşmediğini kabul eder.
3 yılın dolmasıyla birlikte, evlilik artık “temelinden sarsılmış” kabul edilir ve mahkeme boşanmaya karar verir.
Kısacası, “boşanma davası için 3 yıl bekleme” durumu, reddedilen davalarda taraflara tanınmış bir hak olup, evliliğin fiilen bitmesine rağmen hukuken devam etmesini önlemek amacıyla düzenlenmiştir.
Boşanma davalarında usul ve yöntemler, davanın sonucunu doğrudan etkileyebilmektedir. Bu noktada merak edilen hususlardan biri de terditli boşanma davası konusudur. Peki, boşanma davası terditli açılabilir mi?
Hukukta “terditli dava”, bir davacının aynı dava dilekçesi içinde birden fazla talepte bulunması, ancak bu taleplerin birbirine alternatif şekilde sunulması anlamına gelir. Yani mahkeme ilk talebi kabul etmezse, ikinci talebin değerlendirilmesi istenir.
Boşanma davalarında da terditli dava açmak mümkündür. Örneğin bir eş, öncelikli olarak zina (aldatma) sebebine dayanarak boşanma talep edebilir. Eğer mahkeme zinayı ispat edilemediği için bu talebi reddederse, aynı dilekçe içerisinde ikinci ihtimal olarak şiddetli geçimsizlik (evlilik birliğinin temelinden sarsılması) sebebine dayanılabilir.
Bu durum, davacının hak kaybı yaşamaması için oldukça önemlidir. Çünkü mahkeme, ilk talebin kanıtlanamadığını düşündüğünde, ikinci talebi inceleyerek davayı yine boşanma yönünde karara bağlayabilir.
Terditli dava açmanın avantajları şunlardır:
Zaman kazandırır: Ayrı ayrı davalar açmaya gerek kalmaz.
Hak kaybını önler: İlk sebebin reddi halinde ikinci sebep üzerinden boşanma sağlanabilir.
Davanın seyrini kolaylaştırır: Mahkeme, farklı boşanma sebeplerini tek dosyada değerlendirir.
Sonuç olarak, boşanma davaları terditli şekilde açılabilir ve bu yöntem, davacının lehine stratejik bir tercih olabilir.
Boşanma davaları, evlilik süresinden bağımsız olarak tarafların mağduriyet yaşamaları halinde her zaman açılabilir. 2 aylık evli kişiler de çekişmeli boşanma yoluyla dava açabilir, ancak anlaşmalı boşanma için en az 1 yıllık evlilik şartı aranır.
Bunun yanı sıra, “boşanma davası için 3 yıl bekleme” kuralı, reddedilen davalarda geçerlidir ve evliliğin fiilen bitmesine rağmen hukuken devam etmesini engelleyen önemli bir düzenlemedir.
Ayrıca, terditli boşanma davası açmak da mümkündür. Bu yöntem, tarafların hak kaybı yaşamadan alternatif sebeplerle boşanma talebinde bulunmasına olanak tanır.
Her durumda, boşanma sürecinin kişisel hakları ve geleceği doğrudan etkilediği unutulmamalıdır. Bu nedenle dava açmadan önce mutlaka bir aile hukuku avukatından profesyonel destek almak, sürecin daha hızlı ve hak kaybı yaşanmadan tamamlanmasını sağlayacaktır.