Chargeback Süresi İle Alakalı Yargıtay Kararında birçok detay yer almaktadır. Bu kararı siteden inceleyebilir ve sizlerde konu ile alakalı bilgi sahibi olabilirsiniz.
8. Hukuk Dairesi 2018/13372 E. , 2020/3501 K.
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İstanbul Anadolu 8. İcra Hukuk Mahkemesinin 05.09.2017 tarihli ve 2015/1036 Esas, 2017/723 Karar sayılı kararıyla hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı alacaklı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, üye iş yeri sözleşmesi gereğince borçluya tahsis edilen POS cihazından şüpheli işlemler yapıldığı gerekçesi ile borçlunun bankadaki hesabı üzerine bloke konulduğunu, Yargıtay İçtihatlarında belirtilen 180 günlük "chargeback" süresi dolmasına rağmen bloke kaldırılmadığından paranın İcra Müdürlüğüne yatırılmadığını açıklayarak, davanın kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, müvekkili ile borçlu arasında imzalanmış sözleşmeler gereğince borçlunun kendisine tahsis edilen POS cihazlarında sahte, kayıp, çalıntı kart ile yapılan ve şüpheli işlem olduğu ihtimali belirlenen işlemler sonucu Bankanın rehin, hapis hakkına istinaden tutara bloke koyma hakkının bulunduğunu, sözleşme gereğince tahsis edilen POS cihazından borçlu üye iş yerinin şüpheli işlemler gerçekleştirdiğini, bu nedenle Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturmanın devam ettiğini, şüpheli işlemin karta yansıma tarihinden itibaren "chargeback" süresinin 540 gün olduğunu, POS cihazından çekilen tutarlara itiraz edilebileceğinden 540 günü geçmemek şartıyla bloke konulabileceğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı bankanın borçlunun POS cihazından şüpheli işlemler yapıldığını tespit ettiği, borçluya ait hesaba alacak olarak intikal eden pos satış işlem bakiyelerinin davalı Banka tarafından "chargeback" kuralları gereği 540 gün bloke edildiği, bu nedenle Bankanın anılan bedeli icra dosyasına göndermemesinin yasaya uygun olduğu, yargılama sırasında söz konusu "chargeback" süresi sona erdikten sonra davalı bankanın 07.04.2017 tarihinde parayı icra dosyasına yatırdığı, davanın konusuz kaldığı,davanın açılmasına davalı Bankanın sebep olmadığı, dava tarihi itibariyle davalı Bankanın haklı olduğu gerekçesi ile konusu kalmayan davanın esası hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, karar verilmiş davacı alacaklı vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 22.6.2018 tarihli ve 2017/2798 Esas, 2018/1348 sayılı kararı ile; borçlu ile Banka arasında imzalanan Üye İş Yeri Sözleşmesinin eki niteliğindeki Kartlı Ödeme Sistemleri Kuralları Üye İş Yeri Kılavuzunun 5. maddesi gereğince 540 günü geçmemek üzere bloke koyma hakkı olduğu, dava açıldığı tarihte, "chargeback" süresi olan 540 gün dolmamış olup, yargılama devam ederken davalı tarafından 07.04/2016 tarihinde dava konusu para icra dosyasına yatırıldığından, davanın konusu kalmadığı, davanın açıldığı tarih itibariyle "chargeback" süresi dolmadığından davalı Bankanın davanın açılmasında kusuru olmadığı yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacı tarafın sorumlu tutulması gerektiği, dava dilekçesinde kötü niyet tazminatı istemine dair her hangi bir talep bulunmadığı gibi, istinaf dilekçesiyle tazminata hükmedilmesi gerektiğinin ileri sürüldüğü ayrıca istihkak davası müspet tespit davası niteliğinde olduğundan faize hükmedilemeyeceği gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine; istinaf kararı davacı alacaklı vekili tarafından bu kez temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nin 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre davacı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı alacaklının vekalet ücretine yönelik temyiz itrazlarına gelince,
Dava dosyası ve eklerine göre, davalı üçüncü kişi Banka, İcra Müdürlüğü tarafından gönderilen haciz müzekkeresine karşı verdiği 13.4.2015 tarihli cevapta, borçlunun hesabında 292.764 TL olduğu, kredi riskleri nedeni ile 10.987 TL´nin rehinli olduğu, 292.764´ TL´nin ise üye iş yeri sözleşmesi gereğince bloke edildiği, rehin, hapis hakkı ile blokeden sonra gelmek üzere haczin işlendiği bildirilmiş, cevabına borçlu ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi ve Üye İş Yeri Sözleşme suretlerini de eklemiştir. Ne var ki, Kartlı Ödeme Sistemleri Kuralları Üye İş Yeri Kılavuzunun Harcama İtirazları başlığı altındaki 5. maddesinde "chargeback" süresinin, işlemin karta yansıma tarihinden itibaren 540 günü aşamayacağının belirtildiği, bu maddeye istinaden borçlunun hesabındaki paraya 540 gün bloke konulmasında davalı bankanın kusurlu sayılmayacağı, ancak anılan Kartlı Ödeme Sistemleri Kuralları Üye İş Yeri Kılavuzun aslı veya suretinin takip dosyasına sunulmadığı, takip dosyasında yer alan sözleşmelerde, "chargeback" süresi ile ilgili net olarak açıklama yer almadığı, bu nedenle davacının dava açmadan önce chargeback süresi ve yasal dayanağı ile ilgili net bilgiye ulaşmadığı anlaşıldığından dava açmakta kusurlu kabul edilerek aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmamıştır.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nin 370/2. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile, yukarıda 2. maddede yazılı sebeplerden dolayı temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fırkasının 4. bendindeki "Davalı banka kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 23.514,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı bankaya verilmesine," ibarenin hükümden çıkarılmasına hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.