Gümrük Müşavirliği Fazladan Ücret Tahsili Yargıtay Kararını sitemizden inceleyebilir ve benzer sorunlarınız için Elgit Hukuk Bürosu avukatlarından hizmet alabilirsiniz.
23. Hukuk Dairesi 2018/2665 E. , 2020/4060 K.
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı ve katılma yoluyla davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; davalının müvekkilinin ithalat işlemlerinde gümrük müşavirliği işini üstlendiğini, müvekkili namına düzenlediği 17 adet beyannamede fazla ücret tahsil ettiğini, fazla tahsil edilen ve iadesi gereken 16.871,78 TL alacağı ödemesi için yapılan uyarıların sonuçsuz kaldığını, bu nedenle davalı aleyhinde icra takibi başlattıklarını, davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına davalının %40´dan aşağıya olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; Gümrük Vergisi KDV ve Damga Vergisi de davalı ... Müşaviri tarafından davacı nam ve hesabına ödendiğini, davacıya işlem ile ilgili dekont düzenlenirken vergi ödemelerinin dekonta eklenmesinin unutulduğunu, böylece gerçekte olmamasına rağmen muhasebesel olarak ödemeler arası fark bulunduğu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında; vergi ödemesinin davacı ya da davalı tarafından yapılmış olduğu konusunda maddi bir delilin bulunmadığı, her iki tarafın ticari defter ve belgelerinde bu ödemeye ilişkin bir kayıt olmadığı, ancak gümrüklerdeki uygulamalar itibariyle söz konusu ödemenin davalı tarafından davacı adına yapılmış olabileceği, davacıya dayandığı deliller dikkate alınarak davalı tarafa yemin teklif hakkı olduğu hususunun ihtaratlı kesin süre ile hatırlatıldığı, davacı tarafın verilen kesin süre içerisinde yemin metnini sunmadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazları yönünden;
Davacı vekilinin temyiz dilekçesi, davalı vekiline 14.04.2014 günü tebliğ edilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından HUMK.nun 433 ncü maddesinde öngörülen 10 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra, 29.04.2014 günü harcı yatırılıp, temyiz defterine kaydı yapılarak, katılma yolu ile temyiz edilmiştir. 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas,1990/4
karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, bu gibi hallerde Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceği öngörüldüğünden, davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle,davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.